Hoş geldin. Sentezler'in yeni halini beğendin mi? İstediğini kolayca bulabilmen için büyük bir düzenleme yaptık.

Çarşamba, Kasım 23, 2016

SİRETİ AŞK’TI SURETİ LEYLA OLDU

“Asıl marifet buluttaydı ama herkes yağmura şiir yazdı.” diyordu Zarifoğlu. Leyla’nın aşkı büyüktü Mecnun’dan. O hep yağmur yüklü bir bulut oldu. Aşk, onun gizli bahçesinde hep bir gonca gül olarak kaldı. Kays kolay olanı seçti. İzhar etti aşkını. Gönlündeki ateşin hararetiyle nâra döndü de içindeki aşk ateşini âh edip dua dua gönderdi arşa: “Ya Rab bela-yı aşk ile kıl âşina beni/Bir dem belâ-yı aşktan kılma cüdâ beni” Yediveren gül oldu da Mecnun rayihası yedi iklime yayıldı. Bir âyine oldu da göze görünen hep o oldu. Ya aynanın ardındaki sır olmasaydı olur muydu ayna, olur muydu Kays Mecnun? Sır, Leyla’ydı...Aynayı ayna yapan, Kays’ı Mecnun yapan... Ama Mecnun’un ardındaki sır oldu, Leyla. Mecnun’un Leyla’ya olan aşkı dillere pelesenk oldu. Peki Leyla’nın aşkı? Leyl oldu, gökyüzünde mahzun ve masum bir yıldız oldu. Gecenin karanlığında parlayan ayın, efsunlu hâlelerinin yanında yüzü aya dönük bir sitare oldu. Takdir-i ezele teslim, gayrete âşık; aşkın hakiki şehidi oldu Leyla. Şâhidi güllerin sultanıdır, âlemlere rahmet olarak gönderilen muhabbetten hâsıl olan Server-i Evliyâ’dır: "Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehiddir.” Sireti aşktı, sureti Leylâ oldu.
Her leylde, içimizde aşkın dem’i Leylâ olur. Şairlerin dilinde tüllenir Leylâ:”Leyla elâ gözlü bir çöl âhusu, saçları bahtından da siyahtır.”

1 yorum:

Copyright © Sentezler

Site Sahibi: Melih Elçevik |