her yerde onlardan vardı
insanlar
ve ben onların yazık ki bir nüshasıydım
ne kadar ağır ve garipti
mutfağa tuvalete yatak odasına yürümek
yalancıktan oynamak
bana sorsaydı ben oynamak istemezdim
oysa adi kahkahalara
ben de eşlik ederdim
ben kadınlardan utanırdım
erkeklerden de
ve dahi şeytanlarımdan
oysa onlar benden utanmadılar
yaradandan utanmadıkları gibi
kara kısrakların üzerindeydi
hayallerimden biri
heybetli bir o kadar kibirli
haydutları toprağa saplayan
parmak uçları nasırlı kemankeştim
küflü sayfalarda
oysa rüyalarda dizlerinin üstünde
infaz edilenin ta kendisiydim
babamı çok sevdim
beni kızıp karlara attığı zaman da sevdim
ama en çok
beni elimi tutup
bayram namazına götürdüğünde sevdim
oysa babam bana hiç masal anlatmamıştı
yüreğimi duymadım
doldurdum zihnimi
filozof türemesi habis sorularla
şüpheler firıldardı kıvrımlarımda
neyin kimin doğru olduğunu bilmedim
yıktım bütün tapınakları
yıktım çılgınca yumruklarımla
oysa duvarların arasına sıkıştığımda
kirli ellerini göğe uzatan bendim
vesile miydi yoksa bahane mi
banane ulan bundan
yemeyecektin işte o zıkkımı
derdim
oysa diş kovuklarında
elma parçacıkları kalan
yine bendim
şimdi bırak
yanına geleyim
acı tezatlardan
karanlık kelimelerden
mahzun anılardan
girift düşüncelerden
kurtar beni
izin ver seni seveyim
çıkalım yüce dağlarla derin gökyüzünün
kesiştiği keskin çizgiye
elimi tutmasan da olur
sade aynı havayı solusakta olur
hiç öpüşmesek de olur
yeter ki kurtar
kurtar beni
kurtar beni benden...
insanlar
ve ben onların yazık ki bir nüshasıydım
ne kadar ağır ve garipti
mutfağa tuvalete yatak odasına yürümek
yalancıktan oynamak
bana sorsaydı ben oynamak istemezdim
oysa adi kahkahalara
ben de eşlik ederdim
ben kadınlardan utanırdım
erkeklerden de
ve dahi şeytanlarımdan
oysa onlar benden utanmadılar
yaradandan utanmadıkları gibi
kara kısrakların üzerindeydi
hayallerimden biri
heybetli bir o kadar kibirli
haydutları toprağa saplayan
parmak uçları nasırlı kemankeştim
küflü sayfalarda
oysa rüyalarda dizlerinin üstünde
infaz edilenin ta kendisiydim
babamı çok sevdim
beni kızıp karlara attığı zaman da sevdim
ama en çok
beni elimi tutup
bayram namazına götürdüğünde sevdim
oysa babam bana hiç masal anlatmamıştı
yüreğimi duymadım
doldurdum zihnimi
filozof türemesi habis sorularla
şüpheler firıldardı kıvrımlarımda
neyin kimin doğru olduğunu bilmedim
yıktım bütün tapınakları
yıktım çılgınca yumruklarımla
oysa duvarların arasına sıkıştığımda
kirli ellerini göğe uzatan bendim
vesile miydi yoksa bahane mi
banane ulan bundan
yemeyecektin işte o zıkkımı
derdim
oysa diş kovuklarında
elma parçacıkları kalan
yine bendim
şimdi bırak
yanına geleyim
acı tezatlardan
karanlık kelimelerden
mahzun anılardan
girift düşüncelerden
kurtar beni
izin ver seni seveyim
çıkalım yüce dağlarla derin gökyüzünün
kesiştiği keskin çizgiye
elimi tutmasan da olur
sade aynı havayı solusakta olur
hiç öpüşmesek de olur
yeter ki kurtar
kurtar beni
kurtar beni benden...