Şüphe insanı zorlar. Çatık kaşlarla samanlıkta belki olmayan bir iğneyi aratır. Şüpheci olmak zordur. İğrenç zamanlamaların en edepsiz misafiridir şüphe. Bilir ki her zaman, başınızın üstünde yeri vardır. Gizli kapaklıdır biraz, biraz bellidir. Ama asla kesin değildir. Biraz yalandır, biraz güvendir, biraz da aklın dahili belleğidir şüphe. En basitinden biraz korkudur. Biraz acıdır. Aklı kemirir de akılsız bırakır. Anlıktır, anidir ve adidir şüphe. Zordur.
Korkaklıktır şüphecilik. Bazen kalamamak bazen gidememek bazen de olduğu yerde durmaktır. Biraz boşvermişlik biraz analitistlik ister şüphecilik. Kalpte bir sancı bırakır, akılda bir fare. Dalgınlık yapar, baş dönmesi, mide bulantısı, ciğerde sıkışma yapar. İlacı yoktur. Olsa da kel, kendi başına sürer, kimseye söylemez.
Psikolojik bir şey değildir ayrıca. Öyle bilimsel bilimsel terimlerle, bir saat dert anlatıp 400 lira vermekle geçmez. Baştan anlaşalım. Şüphe yaşanmışlıktır.
Şüpheci olmak: görmüş, geçirmiş, geçirilmiş olmak demektir.