Benimki de bir vazgeçişti aslında
hayallerimden, becerilerimden, okuduğum kitaplardan, okuduğum şiirlerden,
dinlediğim şarkılardan, yaşadığım hayattan, yazdıklarımdan… Yanacağımı bile bile ateşe atılıp
yanmamaya inanmaktı benimkisi biraz da. Çünkü bilmek ve inanmak çok farklı
şeylerdi benim için. Bilmiyorum
siz daha önce taviz
verdiğiniz her yerden taruman edildiniz mi? Güvendiğiniz dağlara kar yağarken
oturup izlediniz mi? Sizi bilmem de ben verdiğim tavizlerin beni taruman
edişine boyun eğdim. Güvendiğim dağlara kar yağarken de en sevdiğim dizelerimi
söyledim. Bu benim son boyun eğmem, son kar yağışım ve severek söylediğim son
dizelerimdi. Tüm bunlardan sonra kendime sırt çevirdim. Bir yaşamı orada sona
erdirdim. Yenisi için kendime zaman verdim ve ben bugün yeniden doğdum.
Hani fenomen olmuş bir söz vardır “Herkes şiir yazar, sen hiç şiir sildin mi?”
diye, o soruya gururla ben yazdığım bütün şiirleri sildim diyebilirim artık.
Sildim çünkü şiir yazmak benim için mühim bir mesele. Çünkü, yazma işi yazan
kadar okuyanın da içinde olduğu bir konu. Yazılan deneme de olsa şiir de olsa
gerçeklerden bahsetmeli. Olmayan bir fikri zikreden bir yazar, en baba
kalpazandır benim için.
Ben yazarken hislerimi kullanırım. Benim
yazmak için ilhama ihtiyacım yoktur. Kalem, kağıt ve hislerin varlığı benim
yazmam için yeterlidir. Bu nedenledir ki yazdıklarımın gerçek olması, yani
hislerimin gerçek olması benim için çok önem taşımaktadır. Ve yazdıklarım her
ne kadar yazıldıkları zaman ki hislerden doğmuş olsa da artık o hisleri
beslediğim insanın bunları hak etmediğini düşündüğümden ve kalpazanlığı kendime
yakıştıramadığımdan mütevellit sildim şiirlerimi. Bu yüzden o malum soruya “Ben
sildim” cevabını gururla veririm. Yazmaya duyduğum saygıdan dolayı bu gururu
taşımaktan mesudum.
Bu yüzden bırakmıştım aslında yazmayı. Bir
daha yazamayacağımı düşünmüştüm. Fakat az önce bahsettiğim gibi yazmam için
kağıt, kalem ve hislere ihtiyacım var ve bir kez şiir silebilen ben, eğer şu anki hislerimin yanlış olduğu kanısına varırsam tekrar silebilirim. Bu sebeple de
yazmaya geri dönüyorum.
Korkma
çocuk!
Yeniden
doğmaya korkma!
Semaya bak!
Güneş her
akşam battığı halde yeniden doğmaya korkuyor mu?
Sonbahardayız,
doğanın ölümünü seyret!
Yaprak döken
ağaçlar, bahar geldiğinde çiçek açmaya korkmayacak.
Bu yüzden
sen de korkma çocuk!
Kalkmaktan
korkma çocuk!
Bırak suya
düşsün birkaç hayalin.
Sanma ki
suya düşen hayaller senin gerçeklerindi.
Şimdi yeni
bir hayal kur!
Belki onlar
da suya düşer bir gün.
Yine de
korkma çocuk!
Yeniden
kurarsın bir hayal!
Bir kez
dirildiysen bir daha dirilirsin.
Karanlıktan
korkma çocuk!
Gelip geçici
şeylere saklanamazsın.
Bu yüzden
şimşek parıltısı bekleme çocuk!