Hoş geldin. Sentezler'in yeni halini beğendin mi? İstediğini kolayca bulabilmen için büyük bir düzenleme yaptık.

Pazar, Şubat 10, 2019

Yazık

Saatler yoğuruyor, devrilen yaşımızı
En hainimiz geldi, vurdu en hasımızı
Çekilince kopmayan, bu melun başımızı
Bir ite kaptırmışız, bir ite kaptırmışız!

Bugün akmıyor desek, gözümüzün yaşına
Düşüp kurban da olsak toprağına, taşına
Her gün birimiz düşsek hem de her karışına
Bir ite kaptırmışız, bir ite kaptırmışız!

Uzun olsa yolumuz, arşınlasak yolları
Dünlerden bize kalan Kaşgar, Tuna boyları
Her haliyle cennetin aynası o dağları
Bir ite kaptırmışız, bir ite kaptırmışız!

Akbabalar altında ezilecek leşimiz
Aç kalacak çoğumuz, eşimiz, bebeğimiz
Sanki bu memleketi, yerde bulmuş gibi biz
Bir ite kaptırmışız, bir ite kaptırmışız!

Tolganay

Ölümü gördüm.
Cenazemi kendim yıkadım,
Gömdüm.

Bir zamanlar gözden esirgenmeyen varlığım omuzlara yük oldu.
Yükümün altında ezildim de
Sövdüm.

Fazla geldim nasılsa dünyaya
Yarın doğmayacaktım
Bugün öldüm.

Vazgeçmişliğimdir unutmadığım anlar
Salarken frensiz bisikleti yokuş aşağı mesela
Ya da içerken son bardağı, öleceğimi bilsem de.

Mutsuz insanlara karıştım
Sırıtmadı varlığım aralarında
Kendimle dövüştüm.

Rögar kokan ağızlardan abes laflar dinledim
Ne öfkemi ne kendimi sahiplendim
Büyük laflar etmek bu durumda hep küçük kaldı.

Çamlarla çevrilmiş yollarda kayboldum
Kayboldum
En asi, en aydınlık yıllarda.

Tersindeydim kalabalık nereyi alkışlarsa
Halktım
Yenildi gözlerim kızıl baykuşlarca!

Endamından yüz çevirdim pahasız şerefin
Hıyanetin gırtlağına bastım, yem ettim kenefi!

Copyright © Sentezler

Site Sahibi: Melih Elçevik |