Hoş geldin. Sentezler'in yeni halini beğendin mi? İstediğini kolayca bulabilmen için büyük bir düzenleme yaptık.

Perşembe, Eylül 28, 2017

28.09.17

Kızıl rüzgarlar gönderiyorum posta kutuna
Gökten bir kubbe düşüyor şapka addediyorum
Bir damar en kalın yerinden patlıyor şehre
Moloz çuvalı gibi düşüyor yere bu demir çehre
Bir savaşı en kritik noktasında kaybediyoruz
Aybediyoruz merhum günlerin puslu gecelerine                               
Bir depremin üzerine bodoslama adım atıyoruz
Bubi tuzakları patlıyor kelimelerimize
Boşa harcadığımız nefesleri arıyoruz
Her seferinde meşgul çalıyor

Rüzgarlar geliyor ben kalıyorum
Yılıyorum esmekten patikalar üzerinden
Dizelerle açılsaydı kapıların mutlak çalardım
Sol ve fa anahtarlarının en derin yerinden
Oysa sükunetle girdik biz laf dalaşlarına
Yüzümüzdeki yumruk berelerine sustuk
Kan oturmuş enstümanlarımızı kapıya koyduk
İki su bardağı daha yüreğim olsa çalardım
Tüm kavgamla, çekilmiş kanımla
Savruk yumruklarımla, tüm şiddetimle
Rüzgarlara sarardım
Yapraklara
ve sonbahara sarardım.
Susmasam kim bilir neye yarardım

Devrimciler gibi başkaldıran piyaleler vardı
Her birinden uçtu denizlere binlerce martı
Özgürlüğün bu kadar pahalı olduğu bir dünyada
Umudun bile bir çabası var görmek mümkün
Çabası var düşleri yarım asır öteye taşımanın
Şarabı layıkıyla körkütük sarhoş etmenin
                                            bir çabası var
Oysa şimdi martılar gibi bir çığlık kopsa
Rüzgarı duyar gerçekten dinleyen kulaklar

Kızıl rüzgarlar gönderiyorum posta kutuna
İçinde kan ve vahşet barındıran sözler var
İçinde kavga var dinle duyacaksın
Bıçakların saplandığı kın gibi omuzlar
Yıldırım gibi düştüler dinle duyacaksın
Solacaksın menekşelerin keskin kokularına
Ömür dünler gibi kapkara birer kömür
Bittiğin anda çıtırdayacaksın
Dinle, duyacaksın.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright © Sentezler

Site Sahibi: Melih Elçevik |